Antik Roma’nın ihtişamlı saraylarında, imparatorluk tahtında oturan bir kadın düşünün. Ancak bu kadın, sıradan bir imparatoriçe değil. O, aşkı, iktidarı ve ihaneti bir arada yaşayan, hikayesi yıllar boyunca dilden dile dolaşan, skandal dolu hayatıyla Roma’nın en tartışmalı figürlerinden biri: Messalina.
İktidar hırsı ve aşk skandallarıyla tarihe adını altın harflerle yazdıran bu kadının hikayesi, Antik Roma’nın görkemli ve vahşi dünyasına bir kapı aralıyor. ?
Valeria Messalina, M.S. 38 yılında kendisinden yaklaşık 30 yaş büyük Tiberius Claudius Nero Germanicus ile evlendi.
Bu evlilik sırasında Messalina en fazla 18, Claudius ise 47 yaşındaydı. Çift, ilk imparator Augustus’un kız kardeşi Octavia’nın soyundan gelmekteydi ve birinci derece kuzenlerdi.
Claudius için bu evlilik, önceki eşlerinden daha prestijli bir aileden olan Messalina ile olduğu için bir onurdu.
Ancak Messalina için durum farklıydı. Yeni eşi Claudius, görünür engelleri sebebiyle tüm hayatını bir aile utancı olarak geçirmişti. Roma, engelli bireyler için düşmanca bir yerdi ve Claudius bunu en iyi bilenlerden biriydi. Claudius’un kardeşleri, onur kazandıran avantajlı evlilikler yapmasına karşın kendisinin bir prestiji yoktu.
Çiftin iki çocuğu oldu ve Claudius beklenmedik bir şekilde imparator oldu.
Caligula M.S. 41’de suikasta uğradıktan sonra Claudius, ordu karargahına sığındı ve Senatoyu kendisini imparator olarak kabul etmeye ikna etti. Bu noktada Claudius, herkesin beklentilerini aşarak başarılı bir lider olduğunu kanıtladı.
Cladius’un saltanatının altıncı yılında Messalina kötü bir karaktere dönüştü.
Kişisel düşmanlarını cezalandırmak için eşini manipüle etmeye başladı. Yargı sistemini ve devletin işlevlerini kendi bencil amaçları için kullandı ve ona karşı çıkanlardan intikam aldı.
Messalina’nın sonunu getiren kendi eylemleri oldu.
M.S. 48’de Messalina’nın Senatör Gaius Silius ile bir aşk ilişkisi başlatmasıyla durumlar değişti.
Claudius şehir dışında olduğu bir dönemde çift kendi düğünlerini yaptılar.
Bu düğünün haberi, Ostia’daki Claudius’a hızla ulaştı. Claudius’un bu haberi almasıyla birlikte Messalina ve Silius’un kendisini devirmek için komplo kurduklarına inanarak hemen onları tutuklattı ve ardından her ikisini de öldürdü.
Messalina’nın anısına karşı “Hatıranın Lanetlenmesi” kararını veren Roma hükümeti, onun adını halka açık ve özel yerlerden sildi, heykellerini yok etti.
Bu karar yine de Messalina’nın hatıralarını tamamen silemedi.
Tarihçiler ve yazarlar, Messalina’nın hayatını genellikle skandalcı bir biçimde betimlediler.
Özellikle Messalina’nın cinsel iştahına odaklanılarak onun siyasi entrikaları ve diğer eylemleri göz ardı edildi. Dolayısıyla bu durum, Messalina’nın sadece cinsel bir obje olarak görülmesine yol açtı ve onun gerçek hayatını ve etkilerini gölgede bıraktı.
Tarihçi Tacitus, Cassius Dio ve diğerleri Messalina’yı cinsel ilişkilere düşkün biri olarak yazdılar.
Yaşlı Plinius, kimin daha fazla ilişkiye girebileceği üzerine bir seks işçisiyle rekabete giren Messalina’nın 25 birlikteliğin ardından yarışmayı kazandığını belirtti. Şair Iuvenalis ise ona “İmparatorluk Fahişesi” lakabını takıp güneş doğana dek bir genelevde çalıştığını iddia etti.
Messalina’nın entrika çevirme, güç toplama ve Claudius’u kontrol etme yetenekleri, onun karmaşık bir figür olduğunu gösterir.
Popüler kültür genellikle bu yönlerini göz ardı eder ve onu sadece ahlaki değerlerden yoksun bir kadın olarak sunar.
İmparatoriçe olarak Messalina, Roma’nın en güçlü erkekleriyle başa çıkmak, onları manipüle etmek ve zaman zaman onları yönetmek zorunda kaldı.
Bu durum, onun sadece cinsel cazibesiyle değil, aynı zamanda zekası ve liderlik yetenekleriyle de ortaya çıktı.
Onu sadece “İmparatorluk Fahişesi” veya “Roma’daki herkesle yatan kadın” olarak hatırlamak, onun gerçek etkisini ve önemini küçümser.
Messalina’nın hayatı, kadınların tarih boyunca nasıl görüldüğü ve değerlendirildiği konusunda önemli bir ders verir.
